Tuesday, April 8, 2014

Çandır a yürüyüş


Merhaba,

Dün yine bahçede, çok ot temizledim, gitti kolum bacağım. Ama alınan haz süper hani.

Birde yağmur yağacak gibiydi ama olmadı, hazzı ikiye katlama  şansım maalesef olamadı.

Fakat nasıl bir gök gürültüsü, filan. Hani tam da ''kuru gürültü'' kelimelerinin karşılığı.  Poyraz yine başladı titremeye ve içeri girmeye çalıştı. Hayır dedik ama teli bir tırmalayışı var ki, ahh içimiz gitti. Sonra onu aletleri koyduğumuz odaya koyalım fikri geldi aklımıza. Cem ile gittiler, Cem daha demir kapıyı açmadan, o koca cüssesiyle parmaklıkların arasından içeri girmiş. Cem inanamadım dedi.

Ot işinin dünkü kısmını bitirince çöpün yanında ki özel yere el arabasıyla ve çizmelerim ile götürdüm otları. O ara kafayı kaldırıp gökyüzüne bir baktım, rüya gibiydi, yarım bir ay, bulutlar, yarı aydınlık yarı karanlık gökyüzü. Hava mis kokuyor.

Ya şükür.

Geçenlerde bir Çandır yürüyüşümüz oldu bayanlarla. Buyrun.





Bayanların kürek çektiği sandal ile karşıya geçtik, bizi bu mimoza karşıladı.

Geçen Yaz altında gelen geçen motorları seyrederek içtiğimiz biralarıda :-)

Dönüşe içeriz dedik ve yola çıktık.





Daha başladık bismillah, çıkış noktası evim bile çok güzel.

Bazan günlerce bahçeden çıkmadan yaşıyorum burada zaten.





Yavaş yavaş yükseliyoruz.









Evim aşağıda biryerlerde.





yeni katılan bir diğer sanatçı arkadaşımız.





Saliha nın fotosu muhteşem olmuş.





Can, Kerime m.









İnanılmaz değil mi. Ya şükür.





















Heryer Kaplumbağa. Bahar.







 İsyeyen aşağıdan, isteyen duvarlardan. Kimse aşağıdan yürümedi tabi.

O sıra iki bey ile karşılaştık. Norveç ten yılan filme almaya gelmişler !! yedik mi ?yemedik.





Dönüş. Sürpriz bira yok, ha.. ha..





İdol üm Edith.





keyif.









kızlaaar.























Sohbet manzara dinlemez.




























































 Çoban, bizim yaptığımız yolun dört katını yaptı. Keşke Poyraz da gelseydi.





En kısa zamanda Cem ve Ada yı da götüreceğim.

Kalın sağlıcakla

Şükreden anne


No comments:

Post a Comment