Monday, March 3, 2014

DÜŞMANLA YATAĞA GİRMEK






 


ABD ve SUUDİ ARABİSTAN EL KAİDE'yi NASIL DESTEKLEDİ?

Eski cia başkanı Robert Gates, 'The Shadows' (Gölgeler)isimli anı kitabında, Amerika'nın Sovyetler'in Afganistan'ı işgalinden çok önce El Kaide'yi desteklemeye başladığını anlatmıştı. Cia'nın resmi tarihinde Amerika'nın El Kaide'yi Rus işgalinden sonra desteklemeye başladığı yazar ama gerçek başkadır. Dönemin başkanı Carter 3 Temmuz 1979'da Afganlı mücahitlere resmi yardım anlaşmasını imzaladığını Carter'ın o dönem ulusal savunma danışmanı olan Brezinski de 1998'de  Le Nouvel Observateur daki söyleşide itiraf ediyor ve bundan pişman olmadıklarını da ekliyor. Sovyetlerin çökmesine değerdi diyor. 2002 yılında Washington Post gazetesi Amerika'nın Afganistan'daki okullara içinde cihat, tüfek, mermi asker, mayın ve şiddet içeren resimler olan ders kitapları dağıttığını yazarken; Dış İlişkiler Komisyonu'da 2004'teki bir raporunda Pakistan'ın dini okulları ve medreselerinin aşırı dinci militan yetiştiren yerler olarak hizmet verdiğini ve bu okulların ABD ve Suudi Arabistan tarafından fonlandırıldığını yazdı. Amerikan üniversiteleri Afgan çocuklarına yönelik kitaplar hazırlamışlar bu kitaplarda komünistlerin gözlerinin oyulup, bacaklarının kesildiği gibi görüntüler varmış ve kitapların hala Pakistan'daki pazar yerlerinde bulunuyormuş. Bu tür kitaplar için 50 milyon$ harcamışlar. Taliban da bu kitapları yıllarca medreselerde çocuklara okutturmuş.


dusmanla yata a girmek 2



ABD başkanı Ronald Reagan, Afganlı mücahitlerle Beyaz Saray'da - 1985



dusmanla yata a girmek 3


Soldan sağa ön sırada: Pakistan gizli servis (ISI)başkanı, CIA başkanı William Webster, operasyon şefi Clair George, ISI'lı bir albay, bir CIA görevlisi Milt Bearden 1987'de Pakistan'ın kuzey batı sınırında bir mücahit (terörist) eğitim kampında.

Duayen gazeteci Robert Dreyfuss da yarım yüzyıl boyunca Amerika'nın İslamcılarla ortak olduğunu yazmıştır. “ Sağcı İslamcıları ABD müttefiki olarak görüyordu bunun iki sebebi vardı, birincisi İslamcılar komünizme düşmandılar, ikincisi laik ulusalcı(milliyetçi) lere de düşmandılar.

...

1950'lerin sonlarında Arabistan ve Ortadoğuda laik güçler gelişmekteyken, Amerika bunlarla müttefik olmak yerine, Suudi Arabistan'ın dinci ligine katıldı. Nasır'ın Mısır'ı yerine Suudi Arabistan'ı seçmek Amerika'nın yaptığı en büyük yanlıştı.

İkinci büyük yanlış soğuk savaşın zirvede olduğu ve orta doğunun kontrolü için mücadele yaşandığı 1970'lerde ortaya çıktı. ABD Mısır'dan Afganistan'a kadar İslamcıların hızlı büyümesini destekledi veya razı oldu. Enver Sedat Müslüman Kardeşler'i Mısır'a geri gönderdi. ABD İsrail ve Ürdün Suriye'deki iç savaşta Müslüman Kardeşler'i desteklediler, İsrail Gazze'de gizlice Ahmet Yasin ve Müslüman Kardeşler'i destekleyip, Hamas'ın kurulmasına yol açtı.

Bir başka büyük yanlış İslam'ın SSCB'ye girip, Asya'da Sovyetler Birliğini çökerteceği fantazisiydi.  Bu yüzden ABD Afganistan'daki mücahitleri destekledi ve Amerika'nın bunlarla birlik oluşu Rusların Afganistan'ı işgaline yol açtı. Bu da Taliban'ın büyümesine, Usame bin Ladin'in El Kaide'yi kurmasına yol açtı.

Başka bir deyişle, eğer ABD ve müttefikleri aşırı İslamcılar yerine Orta doğuda istikrarlı, barışçıl grupları destekleselerdi radikal İslam böyle hızlı yayılmayacaktı.


1993 Dünya Ticaret Merkezinin Bombalanması



dusmanla yata a girmek 4


New York bölge savcısı/avukatı Robert M. Morgenthau, istihbarat servislerinin 1993 Dünya Ticaret Merkezinin bombalanmasını engelleyebileceklerini ve engellemeleri gerektiğini ama başka işlerle meşgul olduklarını söylemiştir. Tanınmış gazeteci Robert I. Freidman 1995'te New York Magazine'e şöyle dedi:

“Şeyh Ömer Abdulrahman'a belli İslami çevrelerde saygı ve hayranlık duyulur. Bu adam 1980'de bir fetva vererek, Enver Sedat'ın İsrail ile barış anlaşması yapmasını lanetledi ve bir yıl sonra Sedat'a suikastten çoğu insan onun sorumlu olduğuna inanır.

...

Profesör Rubin'e göre cia Abdulrahman'ı Peşaver'e göndererek Kabil'deki rejimi devirmeleri gerektiğine dair vaaz vermesi için ödeme yaptı. Rahman insanları etkilemekte çok başarılıydı. Rahman'ın hizmetlerine ödül olarak CIA  mayıs 1990'de  Şeyh'e ABD ye bir yıllık giriş vizesi verdi. O sırada bile adam terörist listesindeydi ve ülkeye sokulmamalıydı.

Dünya Ticaret Merkezinin bombalanmasının arefesinde, kamuoyu kıyamet koparttığında, bir yetkili  Rahman'ın 1986 15 Aralık tarihinden bu yana dört kez ABD vizesi aldığını ortaya çıkarttı. Bu vizelerin hepsi de  Hartum ve Kahire'deki konsolosluk görevlisi adı altındaki cia ajanları tarafından verilmişti. Cia görevlileri adamın Ortadoğunun en tehlikeli siyasi figürlerinden biri olduğunu ve terörist listesinde olduğunu bilmediklerini iddia ettiler. Hartum'daki ajan, şeyh içeri girdiğinde bilgisayarların kapatıldığını ve Sudan'lı memurun mikrofiş dosyasını kontrol etmediğini söyledi.

...

Şeyh, Brooklyn'e cia için tam zamanında gelmişti. Sovyetler'in Afganistan'dan çekildiğinde . Kongre Afganlı mücahitlere yapılan gizli yardımı iyice kesmişti. Arap finanslı Uluslar arası destek grupların cia için çok önem kazanmıştı. Bunlara Suudilerin ve ABD istihbaratının sayesinde Amerika'da açılan cihat büroları dahildi. Desteği arttırmak için Afganista'nda savaşmış askerler  bu bürolara gidip savaş anılarını anlatıyorlardı. Karşılığında büro ençok ihtiyaçları olduğu zamanda asilere milyonlarca dolar topluyordu. Jersey City, Atlanta ve Dallas'ta cihat büroları vardı. Fakat en önemlisi Brooklyn'deki Alkifah adındaki büroydu. (Arapça mücadele anlamına geliyor) Burası şeyhin karargahı gibiydi.

5 Kasım 1990'da aşırı sağcı Siyonist Yahudi militan olan Mehir Kahane, Manhattan'daki otelinde öldürüldü. Otelin dışında, El Sayit Nosair müfettiş tarafından öldürülmüştü, cinayet silahı adamın elinin birkaç metre ötesinde bulundu.

Nosair'ın evinde yapılan araştırmada bir terörist bir komploya ilişkin kırk kutu ipucu bulundu, ilaveten binlerce cephane ve New York'lu yargıçların, savcıların, araştırmacıların isimlerinin de olduğu bir öldürülecekler listesi bulundu. Ayrıca çok sayıda belge, Arapça defterler vardı ve bunlar tercüme edilince ABD ye karşı bir suikast yapılacağına işaret ediyordu. D. A tüm bu kanıtları FBI ya yolladı.

Davayla ilgili diğer kaynaklara göre “FBI bölge savcısı Robert M. Morgenthau'ya Nosair'in tek başına hareket ettiğini, büyük bir komplonun bir parçası olmadığını vs. söylemişti Morgenthau, cia'nın fbı'ı ipuçlarını takip etmemesi konusunda cesaretlenmiş olabileceğini söylüyor, bu kaynaklar “fbı bana yalan söyledi, bunların terörist bağlantıları çözmesi bekleniyor ama güvenilmezler” dedi.

Üç yıl sonra fbı Dünya Ticaret Merkezi ni bombalanmasıyla ilgili dört Arap'ı tutukladığında Morgenthau'nun kulağına çalınan tüm şüpheler onlardaydı. Ancak Amerikan hükümeti Afganistan'daki yardımlarından ötürü şeyhi koruduğundan diğer bağlantılara ulaşamayacaklarından endişe ediyordu.

D.A'nın bürosundaki birileri Ryder van, New York'un en yüksek binasının altı haberini patlatana kadar, şeyh ve adamlarının cia tarafından korunduğuna inanıyorlar. Morgenthau şeyhi Brooklyn'e ilk cia'nın getirdiğine inanıyor. Birleşmiş Milletler'in Suudi görevlisi Muhammed el Kilevi'ye göre de Şeyh Rahman'ı Suudiler yasal olarak koruyup kollamış.

CNN 1994'te özel bir rapor hazırladı: “Terör Milleti? ABD mi yarattı?”  Kongre üyesi Peter Deutsch özeti:

Pakistan istihbaratıyla yakın affiliation olan bazı Afgan gruplarının 1993 Dünya Ticaret Merkezi ndeki bombalamaya katıldıklarına inanılıyor.

Batı-öncesi Afgan yetkililer Amerika'yı Hikmetyar hakkında resmi olarak dört kez uyardılar.  Son uyarı Dünya Ticaret Merkezi'nin bombalanmasından birkaç gün önce yapıldı. Eski cia başkanı Robetrt Gates'le Gülbeddin Hikmetyar ile konuşan Peter Arnett şöyle diyor:

“ Pakistanlılar Hikmetyar'ı Amerikan yapımı silahlarla donattılar ve cia'ya teşekkür ettiler, 1970'lerden beri Hikmetyar ile yakın bağlantıları var”

New York Times, CBS ve başkalarının raporlarına göre 1993 teki bombalamaya katılan bir FBI muhbiri gerçek patlayıcı yerine sahte patlayıcı kullanmak için FBI a yalvarmış ancak FBI  bir şekilde gerçek bombalar kullanmış.

Amerikan Naval War College (deniz harp akademisi) nde strateji profesörü ve eski ulusal güvenlik bürosunda istihbarat analizcisi olan John R. Schindler Amerika'nın Bosna'da Bin Laden ve El Kaide

teröristleri desteklediğine dair belgeler olduğunu söyledi.


2001


Newsweek, the New York Times ve başka dergilerde yazdığı üzere  bir FBI muhbiri 11 Eylül saldırılarının faillerinden (uçak kaçıranlar) iki tanesine 2000 yılında ABD de otelde oda tutmuş ama onları durdurmayı başaramamıştı.

Terör uzmanı Richard Clarke da cia'nın bu teröristleri kendi yanlarına çevirmeye çalıştığını ama başaramayınca, izleri yok etmeye çalıştıklarını söylüyor. 11 eylül saldırılarından sonra bir FBI yetkilisi soruşturmalarda Beyaz Saray'dan gelen emirlerle bizi engelleyecek manevralar yaptı demiştir.

Bin Ladin ve EL Kaide'nin baş eğitmenleri yeşil bereliler, cia ve fbı için çalıştı. ABC' nin eski muhabiri Peter Lance

“Muhammed Ali, El Kaide'nin süper casuslarından biriydi, teröristlerle, yeşil berelilerle, cia ve fbı ile çalışıyordu ve Usame bin Ladin'in ortadoğuda güvenli geçişini sağlarken bir fbı muhbiri bile oldu. 

 ..

Muhammed, terör ağının parçalarını yazmakla, eğitmekle sorumluydu ve 200 ün üzerinde kişinin öldüğü Afrika'daki ABD büyükelçiliği bombalanmasında anahtar rolü üstlenmişti.


Bloomberg'in 2006 raporu
Muhammed, nasıl uçak kaçırılır, bina bombalanır, suikast yapılır gibi konularda teröristleri eğitti, fon sağlayarak ABD'de El Kaide hücreleri kurdu, Bin Ladin ile Hizbullah liderleri arasında müzakereler sağladı, Afrika'daki ABD elçiliğini bombaladı. En rahatsız edici şey Muhammed tüm bunları yaparken Amerikan vatandaşıydı, cia ve fbı ajanıydı ve ABD ordusunun bir mensubuydu.

Muhammed, 1981'de 29 yaşındayken bir değişim programıyla Kuzey Carolina Fort Bragg'a yeşil bereliler ve delta gücüne katıldı. Mısır'a döndükten sonra aşırı İslamcı görüşleri yüzünden buradan atıldı ama ne gam, 1984'te cia onu aldı ve Hamburg'ta bir camiye sızdırılarak gönderdi. 1985'te tekrar Amerika'ya gitti. ABD ordusuna yazıldı, Mısır devlet başkanı Sedat'a suikasti övünce üstleri alarma geçti ama kovulmadı tersine İslamcıları anlamak için görüşlerini paylaşması istendi. Fort Bragg'dan belgeler çalıp terörizm eğitimi için kullandı. Askerliği bitince Bin Ladin'in bombalama işlerini yaptı. 1998'de yaptıkları ortaya çıktı ve tutuklandı. 2000'de casusluktan suçlu bulundu.

Muhammed'in nerede olduğu bilinmeyen bir hapisanede Amerika'ya faydalı bilgiler temin ettiğine inanılıyor. Ve en azından bir kişi onun henüz son sözünü söylemediğine inanıyor. David Runkee Afrika'daki büyükelçilik bombalanması olayındaki bir avukat, “Sanırım onu çıkartacaklar, yeni bir kimlik ve isim verecekler ve bir yerlerde birisinin canını alacak” diyor.

ABD'li savcı Patrick Fitzgerald, komisyona verdiği yeminli ifadesinde

“Muhammed Ali, Bin ladin ve Zevahiri dahil El Kaide üst düzey liderlerini eğitti, 1993'te Dünya Ticaret Merkezini bombalayanlara eğitim verdi, 1994ten 1998'e kadar FBI ın tercümanı olarak Amerikan vatandaşıydı.

1993'te Ali, sahte Suudi pasaportu taşıyan iki El Kaideli terörist havaalanında sorarken, Kanada'da Kanada kraliyet atlı polisi tarafından gözaltına alındı. Hemen ABD'yle bir telefon görüşmesi yaptı ve telefondaki sayesinde serbest kaldı. Onu serbest bıraktıranın fbı ajanı John Zent olduğunu öğrendik, Ali için kefil olmuştu.

Serbest bırakılınca Ali Kenya'ya gitti. ABD elçiliğinin fotoğraflarını çekip bombalatması için Bin Ladin'e gönderdi. 

Muhammed'in El Kaide teröristlerini eğittiğini, Amerikan hükümetinin kayıtlarını gören Lawrence Wright da kitabında yazmış.

Güvenilir Fransız kaynaklarına göre cia, 11 eylül saldırısından iki ay önce cia ajanları Bin Ladin ile görüştüler.

11 eylül saldırısı önceden bilinebilirdi, hükümet Bin Ladin'in telefonlarını dinlemekle kalmayıp, uçak korsanlarının planlarını da kendi ağızlarından dinliyordu.

Üst düzey bir görevli kendi birimimin görevden alındığını, dünya ticaret merkezi hakkındaki uyarılarını es geçtiklerini söyledi.


11 eylül faillerinin ABD vizesi almasına cia yardım etti


 eski Fbı tercümanı Sibel Edmonds Üsame bin Ladin'in 11 eylül'e kadar ABD için çalıştığını ve bu gerçeğin örtbas edilmeye çalışıldığını belirtti. Çünkü ABD yıllardır bu örgütlerle ülke dışında terör operasyonları düzenliyordu.

HİÇBİR ŞEY DEĞİŞMEDİ KENDİ JEOPOLİTİK AMAÇLARIMIZ İÇİN HALA TERÖRİSTLERİ DESTEKLİYORUZ

ABD Libya'yı ele geçirmek için muhalifleri destekledi. Ve bu muhaliflerin başında El Kaide geliyordu şu anda da Libya'yı El Kaide ele geçirdi.

ABD ve Suudi Arabistan halen Suriye'deki El Kaide teröristlerini destekliyorlar.

Ve İran'daki terörist grupları destekliyorlar.

Kaynak: http://www.globalresearch.ca/sleeping-with-the-devil-how-u-s-and-saudi-backing-of-al-qaeda-led-to-911/5303313

çevirenin notu: Arkadaşlar makalede sözü edilen terörist Hikmetyar'ın Tayyip ile fotoğrafları çıkmıştı gazetelerde hatırlatmak istedim. İşin traji-komik bir yanı ABD, şimdi Türkiye El Kaide'ye silah gönderiyor diye eleştiriyor:)bu danışıklı bir döğüş. El Kaide, Suriye'deki LAİK rejimi devirsin isteyen yine ABD'dir.


No comments:

Post a Comment